TEREKENİN BORCA BATIK OLDUĞUNUN TESPİTİ

 NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
                                                                                                                                            

DAVACILAR            : 1)Osman ...........
                                     2)Mustafa ...................
                                     3)Cemal ..............
                                      
VEKİLİ                      : Av. .................                                
DAVALI                    : ............. (icra dosyası alacaklısı yazılacak)
VEKİLİ                      : Av. S...........
                                                                     
KONU                        : Terekenin Borca Batık Olduğunun Tespiti Talebidir.
AÇIKLAMALAR       :

Müvekkillerimizin murisi olan ...... TC kimlik numaralı ..... 27.01.2011 tarihinde vefat etmiştir. ...’in vefatının ardından mirasçı olarak müvekkillerim kalmıştır. .... 'nın vefat tarihinde terekesinde her hangi bir mal varlığı olmadığı için müvekkillerim tarafından murislerinin terekesi hakkında mirası red yoluna gidilmemiştir. Mirasın red süresinin geçirilmesinin ardından, davamızın davalısının başlatmış olduğu icra takibi üzerine muris ... ...’in terekesinin borca batık olduğu anlaşılmıştır. 

......’in vefat tarihinde maddi değere sahip olabilecek üzerine kayıtlı olan her hangi bir gayrimenkul bulunmadığı gibi menkulde yoktur.  Müvekkillerimin, miras bırakanı ölüm tarihinde her hangi bir maddi değere sahip bir mal varlığına sahip olmamasının yanında bir çok borç bırakmıştır.
Davalı ......... tarafından müvekkillerimin murisleri ........ aleyhine .......... . İcra Müdürlüğünün, ........ E. Sayılı icra takibi dosyasından icra takibi başlatılmış olup, .........’in vefatı nedeniyle yasal mirasçı konumunda olmaları nedeni ile müvekkillerime de ödeme muhtırası tebliğ edilmiştir.
Müvekkillerim bu nedenle borca batık olan terekenin borçlarını ödemek ile karşı karşıya kalmışlardır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14/03/2001 tarih, 2001/2-220 Esas ve 2001/240 Karar sayılı kararında özetle, “Medeni Kanunumuz, mirasın “hakiki reddini süre ile kayıtlı kılıp, mirasçıların tek taraflı irade açıklaması ya da dava yolunu öngördüğü halde, davada söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için her hangi bir irade açıklaması ya da dava yolu öngörülmemiştir. Dahası reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılma ile mirasçılara kendiliğinden intikal edeceği yolundaki kurala bir istisna getirilmiştir. Gerçekte de mirası hükmen reddetmiş sayılan kişi tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yoluyla da ileri sürebilir.” Şeklinde hüküm kurulmuştur.
Aynı şekilde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun  16.04.2008 tarih, 2008/4-332 Esas ve 2008/336 Karar sayılı kararında özetle; “dava rucuen tazminat talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, mirasın reddine ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda toplanmaktadır. Miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise,  miras reddedilmiş sayılır. Hükmi reddin sonuç doğurabilmesi için her hangi bir irade açıklamasına veya dava açılmasına gerek yoktur. Mirası hükmen reddedilmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi bunu defi yoluyla da ileri sürebilir. Dosya kapsamından miras bırakanın menkul ve gayrimenkulü bulunmadığı gibi her hangi bir gelirinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle mirasın hükmen reddedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.” Şeklinde hüküm kurulmuştur. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2002/3022 Esas ve 2002/3315 Karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/1607 Esas ve 2002/5992 Karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2004/6782 Esas ve 2005/155 Karar sayılı kararlarında da benzer şekilde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Hukuk Daireleri kararları ışığında, terekenin borca batık olduğunun tespiti için, tereke alacaklıları aleyhine dava açılabileceği, bu davanın her hangi bir süreye tabi olmadığı, bu davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu hususu açıkça ortadadır.  

Belirtilen nedenlerle müvekkillerimin murisi .............’in terekesinin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesi için eldeki davayı açma zaruretimiz hasıl olmuştur.


HUKUKİ DELİLLER: TMK. Ve sair tüm yasal mevzuat Hükümleri,

DELİLLER                   : ........ İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı takip dosyası, mirasçılık belgesi, tapu kayıtları, trafik kayıtları, tanık anlatımları, bilirkişi incelemesi ve sair tüm yasal deliller.

SONUÇ                      : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle, mirasın borca batık olduğunun tespiti ile müvekkillerimizin mirasçılıklarının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımız ile arz ve talep ederiz. 


                             Av. ............. ....................

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz başarılı bir şekilde yöneticilerimize iletilmiştir. Denetimden geçtikten sonra en kısa sürede ilgili yazımızın altında görüntüleyebilirsiniz.